1976 ya da 77 yılı lise öğrencisiyim henüz…
Gazipaşa caddesi ile Güven Kavşağı’nın kesiştiği noktada lokantamız…
Adı ile sanı ile 48 yıllık Güven Lokantası…
Bitişiğimizde rahmetli Kuruyemişci Mevlüt kardeşim.
Hemen yanında Güven ve Ulusoy Otobüs İşletmeleri’nin çarşı yazıhaneleri…
Güven’e Albay Ateş Acar ve Şükrü Acar abilerimin babaları rahmetli Şehsuvar Amca;
Ulusoy’a Çetin Güney, Metin Güney, Bahtiyar Ablamın rahmetli babaları Yusuf Amca bakıyor… 60’lı yaşlarında muhtemelen ikisi de o yıllarda Mevlüt yaşıtım ve sınıf arkadaşım mekanları cennet olsun…
*
Bir öğleden sonra tabureleri dışarı atmış çay içiyoruz rahmetliler üçü ve ben…
Bayır Mahalle tarafından bir genç kız geliyor ama ne geliş… Yürümüyor adeta süzülüyor… Allah’ım da vermiş endamı güzelliği…
Tam önümüzden geçti derken “Hay Maşallah ceddine rahmet kızım” demesin mi Yusuf Amca…
Kız bir adım daha attı ve durdu…
Tepkisi ne olacak diye bekliyoruz…
Kız olanca zerafeti naifliği ile yüzünde tebessüm başını hafifçe eğerek “Teşekkür ederim beyamca” dedi…
Süzüldü gitti…
*
Şimdilerde çok sevdiğim bir arkadaşımın eşi ve iki çocuk annesi…
O yılların Karabük kültüründen bir genç kız örneği…
Nerden aklına geldi şimdi bu diyeceksiniz…
Bugün markette başıma gelen olaydan sonra aklıma düştü.
*
Markette birşeyler alıp ödeme yapmak üzere kasaya yanaştım…
Genç bir kız muhtemelen üniversite öğrencisi önümde 1.5 lt su ve bir paket makarna ödemesi yapacak kartını uzattı kasiyer kız yetersiz bakiye dedi…
Kızcağız mahcup bir edayla kartını aldı çıkacak…
Yüreğimin yağı eridi makarna ve su… Kız aç mı kalacak bu akşam… Acil karar vermem lazım ama ya kabul etmezse endişesindeyim…
*
En babacan tavrımı takınarak “Güzel kızım benim kızım da üniversite öğrencisi İstanbul’da okuyor izin verir misin ödemeni yapayım hatta başka ihtiyaçların varsa alabilirsin” dedim…
“Teşekkür ederim amca” deyince rahatladım…
Suyu terkosdan halletse de aç kalmayacak makarnayı aldık en azından…
Fakat o da ne…
“Şunlar kalsın sadece sigaraları alayım” diyerek su ile makarnayı kenara itmez mi…
Vallahi görmemişim ben iki paket sigarayı… Su ile makarnayı da alsa yine lafım yok eyvallah diyeceğim…
Bir an kendimi aptal gibi hissettim mi…
Yine hızlı bir karar vermem gerekti mi…
*
“O halde sigaralar da kalsın” dedim…
Bir hışımla “Ben de adam sandım” demesin mi…
Yakın dostlarım bilir eşref saatime doyum olmaz da eşek saatlerim de hiç çekilmez… Bir an aklımdan ağzının ortasına tokadı basmak geçti ama la havleyi çekip yaladım yuttum okkalı lafı…
*
56 yıllık ömrümde dövdük, dövüldük, sövdük, sövüldük ama evladım yaşında bir kız yüzüme karşı adamlığımı sorguladı ya…
Oturdu yüreğime…
Çocuklarımızı yarış atı gibi sınavdan sınava hocadan hocaya koşturuyoruz gerekli gereksiz herşeyi öğretiyoruz da EĞİTEMİYORUZ…
Güzel ama edepsiz üniversiteli kız…
Seni edepsizliğinle başbaşa bırakıp zorda darda sıkıntıda olan tüm üniversitelilerin elinden tutacağım…
1977 ve 2017 yıllarında yaşadığım iki olayı paylaştım dostlar haydi hep beraber hesap kitap yapalım 40 yılda nereden nereye geldik….
NURAYDIN KÖSE’NİN ÖNCEKİ YAZISI
1381