2000 yılına kadar ailemizin “Bayram Kahvaltısı” neşe-i muhabbet içinde yaşanırdı. Yeğenler, kuzenler, ağabeyler, kardeşler KARAARSLANLAR hep birlikte bayram namazı sonrası baba ocağında, annemin özenle hazırladığı kahvaltıda buluşurduk.
Aldıkları bayram harçlıklarından dolayı çocuklar mutlu olur, çocukların sevinci, neşesi, büyüklerin yüzüne tatlı bir tebessüm olarak yansırdı….
Her bayram sabahı yine hep birlikte oluyoruz fakat 8 Ağustos 2000’de ağabeyim Şükrü Karaarslan‘ın Kosova’da şehit olmasından sonra her şey çok değişti.
Ağabeyimi kaybettikten sonra bayramlar eskisi gibi olmadı, olamadı. Artık bizim bayramlarımız buruk ve hüzün dolu yaşanıyor. Evimizde, soframızda, yüreğimizde derin bir boşluk ve yokluk hissi var. Allah hiç kimseye bu acıları yaşatmasın.
Farkettiyseniz geçen haftadan itibaren, Batı TV’nin Facebook sayfasındaki “Karabüklü Şehitler” albümünden şehitlerimizin “şehâdet şerbeti” içtikleri gün onları yâd etmek için fotoğraflarını paylaşıyor bir FATİHA okumanızı istiyorum.
Hiç birini tanımıyorum tek bildiğim her biri vatan için, bayrak için, bizim için şehit oldu. Allahım mekanlarını cennet eylesin!
Dua edenlerden de Allah razı olsun.
***
Son yıllarda tanık olduklarımız ve yaşadıklarımız karşısında etkilenmemek elde değil.
Ne operasyonu?
Kaç kişi gözaltında?
Nerede patlama oldu?
Her sabah ‘Bugün hangi olay olacak, nelerle karşılaşacağız’ endişesi ile uyanıyoruz.
Her şey bir tuhaf olmaya başladı.
Baksanıza bayramlık “şeker tadında” bir yazı yazayım istedim nerelere geldim. Ezcümle; Ne kadar tuhaf, ne kadar acı olursa olsun gerçeklerden hiç kimse kaçamaz!
İkisi bebek 49 Türk vatandaşın,
48 gündür kafa kesen canavarların elinde esir olduğu,
kadınların,
çocukların,
bebeklerin,
yüzlerce masum insanın vahşice katledildiği
Türkmeneli’nde yaşananlar varken.
Gazze’de katliam…
Doğu Türkistan’daki soykırım yapılırken,
HER YANIMIZ KAN ve GÖZYAŞI İÇİNDEYKEN
BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
1723