Karabük’te ölü bulunan Gabonlu üniversite öğrencisi Dina‘nın cenazesi ailesi tarafından Yenibosna’daki Adli Tıp Kurumu’ndan alındı. Aile olayın ırkçı saldırı olduğunu iddia ederken, avukat aile ve büyükelçiliği suçlayarak dosyadan çekildi.
Filyos Çayı’nın Yeşilköy mevkiinde 26 Mart’ta, sefer yapan tren makinistinin ihbarıyla bölgeye gelen ekipler, çayda Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga’nın cansız bedenini buldu. Gabon uyruklu üniversite öğrencisinin Karabük’teki ölümü, yaklaşık 2 aydır aydınlatılamadı. Aile, 2’nci kez otopsi yapılmasını istemişti. Ancak Gabon Büyükelçiliği 6 bin dolarlık otopsi masrafını ödemedi. Dina’nın cesedi soğutma yetersizliği sebebiyle Karabük’ten İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Cenaze, 1 ayı aşkın süredir İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda bekletildi.
Ailesi bugün Adli Tıp Kurumu’na gelerek Dina’nın cenazesini aldı. Cenazeyi almak için aileye İstanbul’da yaşayan İstanbul Gabon Derneği Başkanı Elvy Greg Bienvenu Kebila Moutsinga da eşlik etti. Dina uluslararası cenaze nakil aracı ile Adli Tıp’tan alındı.
ANNE: İKİNCİ OTOPSİ BAŞKA BİR YOL BULDUK
Anne Jessica Sandra Makemba Panga “Otopsi ücreti için başka bir yol bulduk. Bir avukat bize geldi, ücretsiz şekilde halledeceğini söyledi. Güçsüz bir şekilde hissediyorum. Kızım Türkiye’ye okumaya geldi ama öldü. Şu an cenazesi Gabon’a geri gidecek. Kızımın ölümünün peşini bırakmayacağım, adalet yerini bulacak. Cuma günü sabah saatinde Dina, Afrika’ya geri dönecek” dedi.
AVUKAT ÇEKİLDİ: TÜRKİYE’Yİ ZORA SOKMAK İSTİYORLAR
Aile olayın ırkçı saldırı olduğunu iddia ederken, hem Gabon Büyükelçiliği hem de ailenin avukatı olan Kerim Bahadır Şeker aile ve büyükelçiliğin Türkiye’yi uluslararası alanda zora sokmaya çalıştıklarını iddia ederek dosyadan çekildiğini açıkladı.
Avukat Şeker’in açıklaması şöyle:
“Aileye ve Gabon Büyükelçiliği’ne en başından beri, olayın ırkçılık kaynaklı olmadığını belirtmemize rağmen; aile olayın nasıl gerçekleştiğini bilmemelerine rağmen; Büyükelçilik ise “Siyahız diye bizi insandan saymıyorlar” ön yargılarıyla, hayatını kaybeden kız çocuğunun siyahi olduğu için öldürüldüğünü ileri sürdüler. Ben ise her seferinde ilk günden beri dosyadaki noktasından virgülüne hakim olan avukatları olarak kendilerine; “Arabaya binen beyaz bir kız da olsaydı sonu aynı olacaktı” diye defalarca söyledim. Buna rağmen; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı saldırı amacı güden organizasyonlara inanıp, bizim emeklerimizi, çabalarımızı hiçe saydılar.
Hiçbir maddi amaç gütmeden, 6 kere İstanbul- Ankara (Elçilik)- Karabük seyahatlarimi kendi şahsi arabamla kendi cebimden karşılayarak, adaletin tecelli etmesi amacıyla koşup koşuşturdum. Gabon- Türkiye arası 5.084 KM, ben bu yolculuklarımda 6.000 KM’den fazla yol katedip, Gabon’a gitmiş kadar oldum. Tüm bunların sonucunda ise maalesef adalet arayışının değil, ülkemize karşı bir intikam arayışının parçası haline getirilmeye çalışıldığımın farkına vardım.
Otopsi masraflarını karşılamaya hazır olduklarını belirten Koç Üniversitesi Hastanesinin kıymetli Başhekimliği ve sayın Prof. Dr. Coşkun Yorulmaz Bey’in adli tıp mütalaasında, ikinci bir otopsiye gerek kalmadığını aileye dile getirdim. Ancak Türkiye aleyhine çalışma yürüten grupların manipülasyonlarına maruz kalarak, bugün benden, dosyanın avukatından habersiz, cesedi kaçırırcasına İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan ikinci otopsiye götürmek üzere teslim aldıklarını öğrendim. Beni avukatları olarak en yaralayan kısım ise; Gabon Cumhuriyeti Devleti’nin İstanbul’daki temsilcisi olduğunu ileri süren kişinin basın mensuplarının; “Kerim Bey nerede?” sorusuna verdiği, “Kerim Bey’in bilgisi var, kendisi meşgul ve gelemeyeceğini söyledi” demesi oldu.
Türkiye genelinde ve Karabük halkı özelinde, ırkçılık iddiasıyla uluslararası alanda bizleri zor duruma sokmaya çalışanlara koz vermemek amacıyla, dosyadan istifa ettiğimi, hakkımda kamuoyunu yanıltıcı açıklama yaptıkları için, hem Ailenin hem de Gabon Cumhuriyeti Devleti Büyükelçiliğinin hakkında gerekli hukuki işlemleri başlatacağımı, siz kamuoyunun bilgisine sunarım.”
