Arkeoloji alanında başarılı çalışmaları tanınan Doç.Dr Ergün Laflı; Karadeniz Arkeolojisine yeni bir bakış açısı getiriyor. Doç Dr.Laflı araştırma sonuçlarına göre bölgenin eskiçağda önemli bir bağcılık ve şarap üretim merkezi olduğunu sonucuna varıldığını açıkladı.
2005 ve 2009 yılları arasında İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi, Ortaçağ Arkeolojisi Anabilimdalı Başkanı Doç. Dr. Ergün LAFLI ve ekibinin Karabük İli, Eskipazar İlçesi sınırları içerisinde yer alan Hadrianopolis antik kentinde sürdürdüğü arkeolojik arazi çalışmalarının sonuçlarına ilişkin olarak İngiltere nin Oxford kentinde bir kitap basıldı.
Bu kitaptaki bilgilerle, Cumhuriyet in ilk yıllarından günümüze değin zaten çok az araştırılmış ve bilinmeyenlerle dolu olan Karadeniz Bölgesi arkeolojisi ile ilgili bazı önemli bulgulara erişildiğini belirten Doç.Dr Ergün Laflı şu açıklamalarda bulundu:
“Bu bulgulardan biri Eskiçağ da Karadeniz Bölgesi nin özellikle Karabük, Safranbolu, Kastamonu gibi batı ve orta kesimlerinde yoğun miktarda bağcılık yapıldığına ilişkindir. Bu durum günümüzde Karadeniz de sürdürülen fındık ve çay gibi yoğun kitle tarım faaliyetlerinin Antik Çağ daki kökenleri olduğuna işaret eder.
1980 li yıllardan beri Karadeniz Bölgesi nin kıyı kesimlerinde sürdürülen bazı arkeolojik çalışmalarda Sinop, Ereğli, Amasra gibi bazı merkezlerde amphora üretildiğine dair kanıtlar ortaya koyulmuş ve Karadeniz de içi amphoralara doldurulmuş şarap ve zeytinyağı yüklü antik gemi batıklarına tesadüf edilmiştir. Ancak bu amphoraların içine konulan şarap ve zeytinyağı gibi sıvıların nerede üretildiği konusu bugüne değin aydınlatılmamıştır.” şeklinde konuştu.
Bölgede bulunan kalıntı ve yapıların bağcılık ve şarap üretiminin çok geniş alana yayıldığını belirten Doç.Dr Laflı açıklamalrına şöyle devam etti:
“2005-2009 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi nin yaptığı arkeolojik araştırmaların Eskiçağ Anadolu tarihine en önemli katkılarından biri araştırılan alanda ele geçen bağcılık faaliyetlerine ilişkin taş kalıntılar ve yapılardır. Bu kalıntılar arasında özellikle çok sayıda üzüm sıkma taşları bulunmaktadır. Bu taşların bölgede çok geniş bir alanda dağıldığı gözlemlenmiştir. Bu da bağcılık, dikim ve şarap üretim faaliyetlerinin ne denli geniş bir alana yayıldığına işaret eder.
Ayrıca yapılan kazılar sırasında şarap üretilen bazı binaların kalıntıları da bulunmuştur. Karabük Bölgesi nde sürdürülen bazı bilimsel toprak cinsi araştırmaları bölgenin toprağının bağcılık için ne denli elverişli olduğunu ortaya koymuştur. Antik Çağ da Karadeniz Bölgesi nin iç kesimlerinde üretilen bu şarap büyük olasılıkla ırmaklar yolu ile kıyıdaki kentlere taşınıyor, orada amphoralara doldurulup, tüm Eskiçağ dünyasına pazarlanıyordu.
Bu durum aslında Eskiçağ da Karadeniz in ne denli zengin bir tarımsal sanayiye sahip olduğunu ve oldukça gelişmiş bir üretim ağı içinde faaliyet gösterdiğini ispatlamaktadır. İnsanlık tarihine Antik Çağ da elma ve kiraz gibi meyveleri kazandıran bölge olarak bilinen Karadeniz in aynı zamanda bağcılığı ile de oldukça meşhur olduğu bu çalışmalarla ortaya konmuş oldu.”
Diğer taraftan Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Mehmet Çakıcı, yaptığı açıklamada, Ereğli Müzesi’nden Arkeolog Yunus Reyhan Taşçıoğlu ve Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Malay’ın birlikte yürüttüğü çalışmalar kapsamında, antik kentte ortaya çıkarılan yazıtların günümüzde başka bir örneğinin bulunmadığını söyledi.
Anadolu’daki arkeolojik kazılarda ilk defa “Geon, Pphison, Tigris ve Euphrates” sözcüklerine rastlandığını, bunların Hıristiyanlık inancına göre antik çağda cennette olduğuna inanılan 4 büyük nehrin isimleri olduğunun belirlendiğini anlatan Çakıcı, “Mozaiklerin önemli olması ve Anadolu’da benzerinin bulunmaması nedeniyle, alta önce özel örtü bir örtü örttük, üstünü de yaklaşık 20 santimetre kalınlığında kum örtüyle kapattık” diye konuştu.
2947