Karabük’ün tanınmış psikoloji uzmanlarından Psikolog Reyhan Hüner son yıllarda ülkemizde ve Karabük’te çocukların yaşadığı sorunları ve çözüm yolları ile ilgili bilgiler verdi.
Psikolog Reyhan Hüner’in yazısı;
Çocukluk döneminde son derece uyumlu olan bir birey, neden ergenlik döneminde asi bir genç haline gelir? Bu sorunun cevabı, çocukların gelişim süreçlerinde yatan temel değişikliklerde saklıdır.
Çocuklar, 10 yaşına kadar analitik bir zihne sahip değildir; bu nedenle sorgulayıcı bir şekilde düşünemez, olanı olduğu gibi kabul ederler. Örneğin, “Kına yakmak” denildiğinde, bunu yalnızca fiziksel bir yakma olarak anlayabilirler. Ancak ergenlik dönemine giren birey, analitik zihnini kullanarak sorgulamaya başlar: “Neden?”, “Niçin?” gibi sorular sorar, itiraz eder. Bu süreç, ebeveynler için zorlayıcı olabilir, ancak ergen aslında bir kimlik ve karakter geliştirme çabası içindedir.
Olanı olduğu gibi kabul eden, fazla uyumlu bir ergen, bağımlı bir kişilik geliştirme eğiliminde olabilir. Buna karşın, sorgulayan, araştıran ve itiraz eden gençler, özgüvenlerini geliştirme ve kendi kimliklerini oluşturma sürecindedirler. Ebeveynlerin tutumları bu süreçte büyük önem taşır. Eğer ebeveynler, gencin kimlik gelişimini destekleyen bir yaklaşım sergilerse, gençler bağımlı değil, ailelerine ve çevresindeki insanlara bağlı, özgür bireyler olarak yetişir.
Gençler Neden Arkadaşlarına Yönelir?
Ergenlik döneminde gençler, ebeveynlerinin sözlerinden çok arkadaşlarının söylediklerine önem verme eğilimindedir. Arkadaşlarının dediklerini kural olarak kabul ederler ya da arkadaş çevresinden gelen eleştiriler, derin bir duygusal etkide bulunabilir. Bu durumun temelinde iki önemli neden yatmaktadır:
- Ebeveynlerin Eleştirel Tutumu:
Ebeveynlerin sürekli eleştiren, emrivaki yapan, kısıtlayıcı ve aşırı koruyucu yaklaşımları, çocukları arkadaş çevresine yöneltebilir. “Bunu böyle yapma”, “Ne yapacağını ben bilirim”, “Elalem ne der?” gibi ifadeler, gençte rahatsızlık yaratır. Arkadaşları ise eleştirmeyen, yargılamayan bir alan sunduklarında genç, kendisini onların yanında daha rahat hisseder. Bu durum, ebeveyn ile genç arasındaki iletişimin kopmasına ve gencin hem arkadaşlarına hem de kendi iç dünyasına çekilmesine yol açabilir. - Arkadaşlarının Yönetimine Boyun Eğme:
Geliştirdiği bağımlı kişilik yapısından dolayı genç, arkadaş çevresine itiraz etmekten çekinir. Toplumdan dışlanma korkusuyla, arkadaşlarının etkisi altına girer ve hastalıklı bir bağ geliştirebilir. Bu durum, gençte varoluşunu sorgulamasına ve hatta kendine zarar verici davranışlarda bulunmasına neden olabilir.
Ebeveynler Ne Yapabilir?
Birinci durumda, gencin bir yol göstericiye ihtiyacı vardır. Ebeveyn, şefkatle yaklaşmalı ve koşulsuz sevgisini gösterebilmelidir. Gence doğrudan nasihat vermek yerine, çözümü kendi içinde bulmasını sağlayacak sorular sormak, onu dikkatle dinlemek önemlidir. Örneğin:
- “Yine çok dalgınsın, derslerin kötüye gidiyor,” gibi bir cümle iletişimi koparabilir.
- Bunun yerine, “Seni dalgın görüyorum. Sana nasıl destek olabilirim? Konuşmak istersen seni dinlemeye hazırım,” şeklindeki bir yaklaşım, gencin kendini ifade etmesini kolaylaştırır.
Çocuklarımızın kaliteli bir iletişime ihtiyaçları vardır. Eğer bu konuda desteğe ihtiyaç duyuyorsanız, bir okul psikolojik danışmanından yardım almak faydalı olacaktır. Unutmayın, güçlü bir iletişim kurulduğunda gençler ikinci durumun olumsuz sonuçlarından korunur. Çünkü her zaman danışabilecekleri güvenilir bir ebeveynleri vardır.
Esenlikler dilerim…
Psikolog Reyhan HÜNER