Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nın özelleştirilmesi döneminde Karabük halkı çok sıkıntılı günler yaşadı. 1994 yılı sonlarında yaşananlarda Karabük’ün feryadını duyurmak için bir gazeteci olarak tüm imkanlarımızı seferber ediyorduk.
Yerel gazeteci olarak yazdıklarımız, yayınladıklarımız sadece Karabük ile sınırlı kalıyordu o nedenle sesimizi duyurabilmek için ulusal bazda yani ana akım medyada sesimizi duyurmamız gerekiyordu.
Her gazeteyi, her televizyonu arıyor fakat hiç oralı olmuyorlardı. Sadece bir televizyon kanalı Karabük’ün yaşadığı buhranı gündeme taşımıştı.
O yıllar NTV ile çalışıyordum Yurt Haberler Servisi Müdürü daha doğrusu NTV’nin ekran arkasındaki haber patronu Vedat Yazıcıoğlu ile çok iyi bir diyaloğumuz oldu. Bölgemize karşı yoğun ilgisi vardı zira Safranbolu’yu ve yöreyi çok iyi biliyordu.
Vedat Yazıcıoğlu beni arayıp; “NTV’de Tayfun Talipoğlu’nun Karabük’ten ‘özel canlı yayın’ programı yapması için üst düzeyde karar aldırdığını” söylediği zaman yaşadığım sevinci anlatamam.
Tayfun Talipoğlu Karabük’e geldi esnafı, işadamlarını, sivil toplum kuruluşlarını ve Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nı gezdi. Özel canlı yayın öncesi röportajlar yaptı.
Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nda yaptığı canlı yayınla Türkiye’ye sesimizi duymuştu.
Yaptığı program sonrası birçok değişimler yaşandı. Hak arama mücadelesi veren Karabük halkının sesi gözü kulağı olan Talipoğlu sayesinde Karabüklüler güç kazandı. İzmir lobisini köşeye sıkıştırmıştı.
***
Tayfun Talipoğlu Karabük’ü, Karabüklüleri sevmişti. Karabüklüler de onu çok sevdi hatta Safranbolu’da tarihi bir konağa müze açtı. Türkiye’yi il il, ilçe ilçe, köy köy gezen Talipoğlu gittiği her yerden ve gazetecilik hayatı boyunca topladığı değerli eşyaları Safranbolu’daki müzeye verdi.
Öyle ki hiç ummadığınız zaman ve yerde tek başına Karabük’te geziyordu.
Güzel dostluğumuz oldu sürekli görüşüyorduk. Aradan geçen zaman içinde yaşam mücadelesi zorlukları nedeniyle aralıklı görüşmeye başladık. Sosyal medyada arkadaşlığımız devam ediyordu.
Aydın’dan milletvekili adayı olduğunu öğrenince hemen aradım “Yapabileceğim ne varsa hazırım” diye…
Ve bu sabah vefat ettiği haberini öğrendiğim zaman hiç bir şey söyleyemedim.
Karabük seni unutmayacak “Talip abi” yanlış yazmadım herkes ona Tayfun Talipoğlu diye hitap eder ben Talip abi derdim.
Mekanın cennet olsun…
Karabük için yaptığı özel canlı yayın öncesi kendi çekimleri üzerine o muhteşem anlatımıyla işte Karabük gerçeği;
TARİHE NOT DÜŞMEK İÇİN BU SÖZLERİN BİR BÖLÜMÜ BURADA OLSUN İSTEDİM
Yanmak için ateşi tutmak gerekmiyor, alevin kırmızını görmek biraz olsun sıcağını hissetmek zor değil yeter ki gözünüzü dağlamasın yanardağ misli akıp gelen çelik…
Onların anonim çiçekleri bu kıvılcımlar her ocağın açılışında sanki düğün var toprak yeniden kendini şekillendiriyor yeniden doğuyor emekçinin açtığı arktan incecik bir kızıllık geliyor ki yolu hiç izi belli yoksa kim yakacak pek bilinmiyor…
Ateşle suyun karıştığı o an bir sevda bulutu oluyor yüreklerinde… Çelik suyu yakamıyor, su çeliği soğutamıyor önce oysa aynı her ikisinin düştüğü yer. bu ülkeye hayat veriyor..
Onlar soğumamış kızıl yanında duruyor çeliğin soğuk tarafında ince hesaplar dönüyor yine birileri bir kente hayat vermesinden öte ulusal üretime saldırıyor.
Karabük Demir Çelik üzerinde yine hesaplar yapılıyor.
Herşeyi dışa bağladığımız bugünlerde elimizde kalan belki de tek sermaye cevherden demir üretilmesi yine istenmiyor.
Gerisi bahane…
Bilir misiniz ki dünyada üretilen hurdanın yüzde 20’sini Türkiye tüketiyor dışa bağımlılığı artırmak. Ulusal sanayi çökertilmek istendiği için bu ateş bu çelikhaneler bu haddehaneler kapatılsın isteniyor. Bu direkt söylenmiyor da oyun uzun yıllara dağıtılarak sahneye konuyor ve Mustafa Kemal’in emaneti Türkiye’nin sanayileşme sürecinde mihenk taşı Karabük Demir Çelik bilinçli yıpratılıyor.
TAYFUN TALİPOĞLU
815
