Kardemir Karabükspor kentin gözbebeğidir. Süper Lig’de futbol takımının olması Karabük için çok önemli bir durumdur, bu bir ayrıcalıktır.
Kulüp Başkanı Nevzat Şahin tribündeki taraftardan, senden, benden daha çok ne ister? Bu takımın başındaki adam olduğuna göre ne isteyecek tabi ki başarıdan başarıya koşmayı ister, galibiyet ister, yenmenin mutluluğunu yaşamak ister.
Ama sezon başından beri şansızlık yakamızı bırakmıyor. Hakem hatası, falandı, filandı demiyorum şansızlık diyorum. Olumlu düşünmeye çalışıyorum. Düşünüyorum da gördüklerim karşısında bende her taraftar gibi sonuçta kahroluyorum…
Bugün Hakan Coşkun’un Ajansspor.com’da yazısını okudum. Hakan Coşkun yıllardır Karabük futbol camiasında yazar, eleştirir. Yazılarını, eleştirilerini doğru bulursunuz veya doğru bulmazsınız. Hakan Coşkun’da Nevzat Şahin gibi, benim gibi Kırmızı Mavililerin hep yenmesini ister. Yenilince üzülür. Beraberliğe dahi tahammülü yoktur.
Daha önce yapılan transferler aslında şöyle olmalıydı gibi ahkâm kesecek değilim. Spor yorumlarını yapan gazeteci arkadaşlarımız var hemen hemen hepsi bir şeyler yazıyor. Katılan olur katılmayan olur. Fuat Yavuz gibi, İsmail Akça, Cengiz Topuz, Metin Cin, Metin Çelik gibi Hakan Coşkun’un yazılarını da sürekli takip ediyorum.
Söylemek istediğim şu; “Eleştiriye tahammül edilmeli”
Asla ve asla hiç kimse, hiç kimseyi “tehdit” edemez!..
Eleştirenler nasıl hakaret, küçümseme, aşağılama gibi bir üslup kullanamayacağı gibi, bir takımın yönetimindekilerde kesinlikle eleştireni tehdit edemez. Aldığım duyumlara göre bazıları telefonun ardına sığınarak “tehdit” etmeye kalkışmış. Şu anda yargı safhasında olduğu için bu konuda fazla bir şey söylemek istemiyorum.
Hakan Coşkun’un yazısında Mustafa Yolbulan ve Çağrı Güleç’den bahsediliyor. Her ikisi de Karabük’ün tanınmış iki işadamının velihatı konumundadır. Mustafa Yolbulan okul arkadaşımdır. Efendiliği, dürüstlüğü ve insancıl yönü ile tanırım. Mustafa ile görüşmeyeli yıllar oldu. Çağrı Güleç ile samimiyetim olmasa da bilirim.
Karabük’te kaç kişi vardır Mutullah Yolbulan’ın karşısına çıkıp en sert şekilde eleştirebilen? Ben eleştiririm, ara sıra yanına gider gözlerinin içine baka baka söylerim, derim hiç çekinmem. Aslında bu konuda hata yaptınız derim. Neden böyle oldu derim. Sorarım, eleştiririm. 80 yaşını geçmiş ve trilyonlara hükmeden Mutullah Yolbulan’da dinler. Çünkü eleştiriye açıktır.
Aynı şekilde Kamil Güleç ile de görüşmelerimi açık ve net yaparım. Hele Kamil Güleç özellikle sorar, öğrenmek ister.
Büyükler yıllarca öyle veya böyle mücadele etmiş, çabalamış bir yerlere gelmiş.
Amma velâkin son zamanlarda duyduklarım doğru-yalan hiçte hoş şeyler değil. “Seni Karabük’te yaşatmam!..” gibi sözler hiç yakışıyor mu?
Allah aşkına hiç yakışıyor mu?
Bırakın eleştiren eleştirsin. “Küçük olmayın” büyümek için küçük hesaplar peşinde koşmayın.
3105